Antandros Ölü Gömme Geleneğinde Strigilis: Tipolojik ve Kronolojik Gözlemler
Abstract
Antandros Nekropolisi’nde 2001-2009 yılları arasında yapılan kazı çalışmalarında açığa çıkartılan 329 mezarın 23 tanesinden 31 adet strigilis ele geçmiştir. Bunların haricinde, mezar dışından gelen 6 adet strigilis ile birlikte toplam strigilis sayısı 37’ye ulaşır. Bu strigilislerden 8 tanesi bronzdan yapılırken, 29 tanesi demirden yapılmıştır. Strigilis buluntulu 23 mezarın tiplerine bakıldığında, bunların 20 tanesinin taş lahit, üç tanesinin ise kiremit mezar olduğu görülmektedir. Ayrıca, bu 23 mezardan 22 tanesi inhumasyon tarzındayken, yalnızca bir tanesi kremasyon tarzındadır. Strigilis buluntulu mezarlara bakıldığında, mezar sahiplerinin cinsiyet ve yaşlarında bir düzen arz etmediği gö- rülmektedir. Yapılan antropolojik analizler, mezarlardan 4 tanesinde hem erkek hem de kadın, 3 tanesinde erkek, 3 tanesinde kadın ve 1 tanesinde cinsiyetleri belirlenemeyen biri 3,3, diğeri 4,3 yaşlarında olan iki çocuk olduğunu ortaya koymuştur. Ele geçen strigilislere bakıldığında hepsinin klasik tipteki strigilisler olduğu görülse de ayrıntılarda birbirinden farklı oldukları gözlemlenmektedir. Bu farklılıklardan hareketle üç farklı tipin olduğu görülmüştür. Bunlar, kulp bitimindeki farklılıklara göre, kulp-kaşık birleşme yerlerindeki farklılıklara göre ve kulbun ön kısmından tepe noktasına geçişindeki farklı açılanmalara göre oluşturulan tipolojidir. Strigilisler üzerinde yapılan incelemeler ve aynı kontekst içinde yer alan diğer malzemeler yardımıyla, strigilislerin MÖ 5. yüzyılın ilk yarısından MÖ 1. yüzyılın sonralarına kadar düzenli bir kronolojik gelişim gösterdikleri saptanmıştır.Antandros örnekleri üzerinde yapılan incelemeler sonrasında strigilislerin kulpları temel alınarak bir kronoloji önerisinde bulunmanın mümkün olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Kulplardaki gözle görülebilen gelişimi daha net bir biçimde ortaya koyabilmek için sözel bir ifadeden ziyade matematiksel bir ifadenin zorunlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu amaç doğrultusunda, strigilis kulbunun ön kısmından tepe noktasına geçişindeki açı farklılıklarını net ifadelerle belirtmek için farklı bölümlerden (özellikle mühendislik) akademisyenlerle görüş alış verişinde bulunulmuştur. Yapılan bu görüş alış verişi sonucunda en doğru yöntemin metnin devamında bahsi geçecek yöntemin olduğu sonucuna varılmıştır. Antandros Nekropolisi’nden ele geçen ve kulbu korunan bütün strigilisler değerlendirilerek, kulbun ön kısmından tepe noktasına geçişteki farklılıklar incelenmiştir. Kronolojik gelişimi ortaya koymak için birbiriyle dik olarak kesişen X ve Y doğruları çizilmiştir. Strigilisin tam olarak dik durmasını sağlamak amacıyla strigilis kulbunun ön kısmı X doğrusuna yaslandırılmış ve daha sonra strigilis kulbunun tepe noktası Y doğrusuna oturtulmuştur. X ve Y doğrularının kesiştiği Orijin (Sıfır) noktası ile strigilis kulbunun tepe noktası (Y doğrusu üzerinde kulbun değdiği ilk nokta.) arasındaki mesafenin ölçülmesi sonucu ortaya çıkan sayısal veriler strigilis kronolojisinin oluşturulmasında belirleyici olmuştur. 31 pieces of strigil were found in the 23 of the 329 tombs that were uncovered during the excavatios between 2001- 2009 in Antandros Necropolis. Apart from these, the number of the strigilai reaches up to 37 with the 6 pieces of strigilai that came from out of the tombs While 8 of those were made of bronze, 29 of them were made of iron. As we examine the 23 tombs with the strigilai finds, we observe that 20 of them are stone (sarcophagi) tombs and 3 of them are tile-tombs. The 22 of these 23 tombs have inhumation (stone sarcophagi) burial, cremation burial has been found in only 1 (one) of them. When we examine the tombs with the strigilai finds, we saw that there is no order in the gender and ages of the tomb owners. The anthropological analyses proved that there were both men and women in 4 (four) of the tombs, men in 3 (three) of the tombs and 2 children aged 3,4 and the other 4,3 with undefined gender. Although all the strigilai seem to be classical type when examined, it is observed that they are different from each other in details. With reference to these differences, it was seen that there are 3 different types. These form the typology according to differences in handle ends, differences in the joint parts of handle-spoon and different anglings in the passage from the front part of the handle to the top. Through the examinations made on the strigilai and other materials that existed within the same context, it was determined that strigilai showed a regular chronological development from the first half of the 5th century BC to the end of 1st century BC. An investigation on the Antandros material showed that a chronology based on the strigilai handles could be done. A mathematical, rather than verbal, statement for explaining more clearly the development of the strigilai handles is necessary. For this purpose we cosulted several scholars from different disciplines (especially engineering) to express the differences in the angle from the front to the top of the strigilai handle more clearly. As a result of these exchanges of views we decided on the method which will be explained in the article. All of the strigilai with a preserved handle found in the Necropolis of Antandros were considered and the differences in the transition between the front and the top were examined. The X and Y lines which perpendicularly intersect with each other were drawn to establish a chronological development. The front line of the strigil handle was rested to the X line to ensure that it stands upright, the top of the handle touched the Y line. The numeric data gained after measuring the distance between the top of the handle and the intersection of the X and Y lines –the zero point- has been decisive for a strigil chronology