Çalışma Yaşamında Yaşlılık: Yaşlı Çalışanlar ve İnsan Kaynakları Uygulamaları
Özet
21. yüzyılda dünya hızla yaşlanma eğilimi göstermektedir. Bilimdeki ilerlemeler, yaşam kalitesinin ve sağlık hizmetlerinin yaygınlaşması nüfus yapısında da yaşlılık kategorisinde yapısal bazı değişikliklere neden olmuştur. Günümüz toplumlarında “aktif yaşlanma” ve “üretken yaşlılık” kavramları öne çıkarken, bunun çalışma hayatına yansıması da kaçınılmazdır. İşgücünün yaşlanması ilerde organizasyonların beceri ve deneyime sahip genç işgücü bulmakta zorlanacağı anlamına da gelmektedir. Dolayısıyla, yaşlıların çalışmaya devam etmesinin çalışanla birlikte, organizasyonun da yararına olacağı açıktır. Böylece yaşlı çalışanların ihtiyaçlarına göre düzenlenmiş ve onları motive ederek üretkenliklerini devam ettiren insan kaynakları politikaları ve uygulamaları önemli hale gelmektedir. In the 21st century, the world population has increasingly been ageing. Scientific advancements and the improvements in wellbeing and health services had resulted in structural changes in the formation of aging population. In today’s world, increasing productivity and mobility of working population due to “active aging” and “productive aging” had reflected upon working relationships at workplaces. One of the profound implications of rising number of older workers is a risk for organizations that are trying to reach to the pool of younger workforce. Therefore it is wise to note organizations can take advantage of longer working span of workforce. If human resources of these organizations can implement of policies and practices to enhance productivity and motivation of those older workers.
Kaynak
Çalışma ve ToplumCilt
0Sayı
53Bağlantı
https://app.trdizin.gov.tr//makale/TWpnNU1qSXhNUT09https://hdl.handle.net/20.500.12809/7076