Sezaryen doğumda persistan adneksiyal kitlelerin yönetimi
Özet
Amaç: Amacımız, antenatal dönemde veya sezaryen doğum esnasında adneksiyal kitleleri olduğu tespit edilen gebelerin antenatal dönemdeki veya sezaryen doğum esnasındaki yönetimini ortaya koymak ve literatür bulguları ışığında bunların sonuçlarını tartışmaktır. Yöntem: Haziran 2013 ile Aralık 2018 tarihleri arasında Koru Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğinde sezaryen doğumu planlanmış veya acil sezaryen doğum gerçekleştirmiş 2364 hastanın verileri retrospektif olarak incelenmiştir. Patoloji sonuçlarında ölçülen en büyük çap, kitlelerin çapı kabul edilmiştir. Bulgular: Yirmi altı (%1.09) hastada adneksiyal kitle bulundu. Hastaların hiçbirinde gebelik öncesinde bilinen adneksiyal kitle yoktu. Tüm fibroid olguları çalışma dışı bırakıldı. On sekiz hasta antenatal dönemde ortalama 10.5±1.2 gebelik haftasında (%69) tanı alırken, gebelik esnasında kitlelerde hiçbir değişiklik gözlemlenmedi. Ancak 8 (%31) olguda adneksiyal kitleler sezaryen doğum esnasında tesadüfen tespit edildi. Yirmi altı hastanın 5’inde (%19.2) bulunan kitleler paraovaryen veya paratubal iken, kalan 21 hastada ovaryen kitleler bulundu. Bu ovaryen kitlelerin histolojik tipleri, prevalansları temel alınarak aşağıdaki gibi listelenebildi: matür kistik teratom (%34.6), seröz kistadenom (%15.4) ve endometriyom (%15.4), müsinöz kist (%11.5) ve fibrom (%3.9). Büyük boyutlu olma eğilimindeki kitleler, ortalama 62.64±22.18 mm boyut ile ciddi kistadenomlar olarak saptandı. Sonuç: Gebelikte adneksiyal kitleler, hastanın klinik bulguları ve malignite şüphesinin varlığı dikkate alınarak takip edilebilir ve uygun trimesterde opere edilebilir. Sezaryen doğum esnasında gözlemlenen kitleler alınarak, cerrahın kararına bağlı olarak patolojik incelemeye gönderilebilir. Objective: Our aim is to reveal the management of pregnant women in the antenatal period or during cesarean section (CS) who are found to have adnexal masses during antenatal period or CS and discuss the consequences thereof based on the literature findings. Methods: The data of 2364 patients with scheduled or emergency CS performed at Koru Ankara Hospital Obstetrics and Gynecology Clinic between June 2013 and December 2018 were retrospectively reviewed. The largest diameter measured in the pathology results was taken as the diameter of the masses. Results: Twenty-six (1.09%) patients were found to have adnexal masses. None of the patients had an adnexal mass known before pregnancy. All cases of fibroids are excluded. Eighteen patients were diagnosed in the antenatal period, in the pregnancy week 10.5±1.2 on average (69%), and no changes were observed in the masses during pregnancy. In 8 cases, however, adnexal masses were detected incidentally during CS (31%). Masses found in 5 out of 26 patients were paraovarian or paratubal (19.2%) whereas the remaining 21 patients were identified to have ovarian masses. The histological types of these ovarian masses can be listed based on their prevalence as follows: mature cystic teratoma (34.6%), serous cystadenoma (15.4%) and endometrioma (15.4%), mucinous cyst (11.5%), and fibroma (3.9%). The masses, which tend to be the largest in size, are serous cystadenomas having an average size of 62.64±22.18 mm. Conclusion: Adnexal masses in pregnancy can be monitored considering the patient’s clinical findings and the presence of a malignancy suspicion or can be operated in the appropriate trimester. Masses observed during cesarean section may be removed and sent for a pathological examination, depending on the surgeon’s decision.
Kaynak
Perinatoloji DergisiCilt
27Sayı
2Bağlantı
https://doi.org/10.2399/prn.19.0272002https://app.trdizin.gov.tr//makale/TXpZNE1qZ3lNZz09
https://hdl.handle.net/20.500.12809/7112