Şeyh Galib'de Ateş İmajına Dair
Özet
Klâsik Türk şiirinin iki boyutundan biri söz, diğeri ise manadır. Şiire değer katan bir unsur olarak mana, 11,yy. 'dan itibaren, Sebk-i Hindfnin de tesiriyle, şiirdeki rolünü daha da güçlendirir. Anlamca dolgunlaşan şiir dili, söz açısından kısalmış, az sözle çok şey ifade etme arzusu, şaire yeni açılımlar sağlamıştır. Kelimelere yüklenen bu yan anlamlar (connotation), manaca zengin bir imaj dünyası ve bir şiir dilinin varlığını doğurur. Bu zenginlik okuyucuya, hemen görülenin dışında, görülmeyeni sezdiren bir dünyanın da kapılarını açar. Okuyucu şiirin büyülü dünyasına, sanki bir bilmece çözergibi ulaşır. Şiirde var olan sembollere gizlenen bu "açık sır", şiirin yorumuna da bir başka değer katar. Bu makalede, Klâsik şiirin en güçlü sesi ve son temsilcisi olan Şeyh Gâlib'in "âteş" redifli gazeli, sezdirdiği imaj dünyası etrafında yorumlanacak ve Klâsik şiir geleneğine katkıları tartışılacaktır. The two dimensions of Classic Turkish poetry are word and sense. Sense as a component which adds a value to the poem has strengthened its role in the poem by the influence of Sebk-i Hindi since the seventeenth century. The language of poetry loaded with sense and short in word and the desire for expressing a lot with a few words has presented new usages to the poet. The connotations of the words create a world of images and a language of poetry rich in sense. This richness opens the door of the world which implies the invisible beside the visible. The reader reaches the magical world of poetry as if he solves a riddle. This " open secret" existing in the poem and concealed in the symbols brings in another value to the interpretation of the poem. In this article, the lyric poem with " fire" redifof§ eyh Gdlib who is the most impressive voice and the last representative of the Classic poetry is interpreted in the world of images and his contributions to the Classic poetry tradition are discussed.