Türkiye’nin Mülteci Eğitimini Karşılama Düzeyi Suriyeli Mülteciler Örneği
Özet
Problem Durumu: Göç ve iltica insanlık tarihi kadar eskidir. Son yüzyılda özellikle küreselleşme ile birlikte göç ve iltica tekrar önemli bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ekonomik, sosyal, siyasi ve daha iyi bir yaşam arzusunun yansıra kuraklık ve savaş gibi olağanüstü nedenler büyük oranda nüfusu mülteci konumuna düşürmüştür. Türkiye son yıllarda Ortadoğu, Asya Cumhuriyetleri, Doğu Avrupa ve Afrika'dan artan sayıda bir mültecinin akımına uğramıştır. Ayrıca yaklaşık altı yıldır süren Suriye iç savaşı ile birlikte Türkiye büyük ve kitlesel bir mülteci karşı karşıya kalmıştırSuriyeli mültecilerin bir kısmı kamplara yerleştirilirken, bir kısmı ise başta metropoller olmak üzere farklı şehirlerde topluma karışmış bir şekilde yaşamaktadır. Türkiye'de Suriyeli mültecilerin sayısı yaklaşık üç milyona ulaşmıştır. Suriye iç savaşının en büyük yükünü Türkiye, mültecilerin ihtiyaçlarını çok az miktarda dış destek görmekle birlikte çoğunu kendisi karşılamaktadır. Bu ihtiyaçlarından biri de eğitimdir. Buna karşın UNHCR'in verilerine göre Türkiye'deki mültecilerin önemli bir kısmı eğitim hakkından yararlanamamaktadır. Türkiye'de mülteci sorununu sağlık, hukuk ve medya gibi bağlamlarda çalışan birçok çalışma bulunmakla birlikte doğrudan mülteci eğitimine ilişkin neredeyse hiç çalışmaya rastlanmamaktadır. Türkiye'nin bir göç ve mülteci ülkesi olmasına karşın bu konuda akademik üretimin olmaması büyük bir paradokstur. Çünkü başta entegrasyon sağlama ve göç travmasını atlatmak gibi mülteci sorunlarının çözümü için akademik çalışmalar etkili bir kaynak olarak görülmektedir. Nitekim Mültecilere ve mülteci eğitimine ilişkin çalışmalar dünya ölçeğinde yoğun ilgi görmektedir. Dünyadaki bu gelişmelere Problem Statement: Known as basic elements directing individuals’ lives, cultural values are hidden cultural elements that influence all evaluations and perceptions. Values, in that sense, are elements individuals are aware of and provide the answer to the “what should I do?” feeling (Schein, 1992). Critical pedagogy is a project based on defining what education basically is and questioning traditional education mentality (Yilmaz & Altinkurt, 2011). The purpose of critical pedagogy is to transform educational practices and school by creating an atmosphere where teachers and students develop common sense through theory, practice, and critical analysis and where they can question and discuss the effective relationships between learning and social transformation (Giroux, 2007; 2009). Purpose of the Study: This study aims to assess the relationship between teachers’ opinions on cultural values and critical pedagogy. Method: The study is in a survey model. The sampling of the study consists of 304 teachers working in Kutahya province centre. Data was collected through Cultural Values Index and The Principles of Critical Pedagogy Scale. Descriptive statistics, t-test, ANOVA and Pearson correlation analyses were used in the analysis of the collected data
Kaynak
Eurasian Journal of Educational ResearchCilt
16Sayı
66Bağlantı
https://app.trdizin.gov.tr//makale/TWpVNE5EUXpNdz09https://hdl.handle.net/20.500.12809/8437