Kırım Savaşı'nda (1853-1856) Karadeniz ve boğazlar meselesi
Özet
Rusya, sıcak denizlere çıkışı bulunmayan bir ülkedir. Tarihi boyunca, kuzeyindeki buzlarla kaplı denizler ile güneyinde Osmanlı Devleti’nin denetimi altında bulunan Karadeniz arasında sıkışmış kalmıştır. Osmanlı Devleti, İstanbul’a sahip olduktan sonra boğazları tüm devletlerin harp gemilerine kapalı fakat ticaret gemilerine açık tutmuştur. Güçlü olduğu sürece bu siyasetini aynen devam ettirmiştir. Dolayısıyla Rusya, boğazlar üzerinden Karadeniz’e harp gemisi sokamadığı gibi burada bulunan harp gemilerini de çıkaramamıştır. Rusya, bu sebeple 18. yüzyıldan itibaren Çar. I. Petro ile birlikte Karadeniz ve boğazlar üzerinden sıcak denizlere çıkabilme politikası takip etmeye başlamıştır. Onun bu politikası kendisinden sonra gelen Rus hükümdarları tarafından da aynen benimsenmiştir. Rusya, zaman zaman siyasi ortamdan yararlanmak suretiyle ufak bazı haklar elde etmiş ise de bunlar tam olarak Rusya’nın Karadeniz’e ve boğazlara hakim olmasını sağlamamıştır. 1833 Hünkar İskelesi Antlaşması ile boğazları harp gemilerinin geçişine açtırmayı başaran Rusya, 1841 Londra Boğazlar Sözleşmesi ile bu hakkını kaybetmiştir. 1853’de başlayan Kırım Savaşı’nın en önemli müzakere konularını, boğazların kapalılığı ve Karadeniz’in tarafsızlığı ilkesi oluşturmuştur. 1856 Paris Antlaşması ile boğazların kapalılığı ve Karadeniz’in tarafsızlığı bir kez daha teyit edilmiştir. Russia throughout her history surrounded by northern ice and in the south Black Sea controled by Ottoman State without any access to warm sea ports. After the conquest of Constantinople, Ottoman State closed the straits to warships but not to merchantman and this policy continued as long as it was powerful. As a result of this policy Russian warships were boxed in Black Sea. Begining with the Czar Petro I Russia followed the policy of access to warm sea port through the Black Sea and Straits and this policy was supported by his successors as well. Although Russia gained some rights by following up the advantage of the politics but she could not possessed the Black Sea and Straits. With Treaty of Hunkar-Iskelesi of 1833 Russia gained access to her warships through straits but she lost this right with the 1841 London Convention on Straits. The negotitations upon The Crimean War of 1853 were prevailed by neutrality of Black Sea and blockage of the Straits to warships and the final agreement was signed by Paris Treaty of 1856 which enforced once again this policy.
Kaynak
Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi OTAMCilt
0Sayı
23Bağlantı
https://app.trdizin.gov.tr//makale/TVRBME9UY3dNQT09https://hdl.handle.net/20.500.12809/8459