MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE MENTEŞE SANCAĞI’NDA EMNİYET VE ASAYİŞ SORUNU
Künye
AKÇA, Bayram, (2020), “Milli Mücadele Döneminde Menteşe Sancağı ’nda Emniyet ve Asayiş Sorunu”, Belgi Dergisi, C.2, S.20, Pamukkale Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını, Yaz 2020/II, ss. 2393-2407Özet
Mondros Mütarekesi’nden sonra İzmir ve çevresi Yunanlılar tarafından işgal edilirken, Menteşe Bölgesi de İtalyanlar tarafından işgal edilmeye başlandı. Bu işgallere karşı ülkenin birçok yerinde olduğu gibi Menteşe Bölgesi’nde de Kuvayı Millîye teşkilatı kuruldu. İşte bu kargaşa ortamında Menteşe Bölgesi’nde de emniyet ve asayiş sorunları görüldü. Bu sorunları ortaya çıkaranlar şunlardı: “Kuvayı Millîye adına çalıştığını iddia eden bölgedeki çeteler; Menteşe sahil kasabalarını işgal etmek isteyen Rum çeteleri ve İtalyanlar; Aydın Bölgesinde faaliyet gösteren ama Menteşe Bölgesini geri bölgesi olarak gören efe ve zeybekler”. Burada söz edilen yapılanmalar veya gruplar, Menteşe Sancağı’nın farklı noktalarında değişik problemlere yol açmıştır. 1919 yılında Asayiş sorunlarının önüne geçebilmek için Menteşe’nin sahil kazalarında askeri bölük bulundurulması kararlaştırılmıştır. Böylelikle sahil yerleşimlerinin güvenliğinin sağlanması için önemli bir adım atılmıştır. Alınan tedbirlere rağmen, sahillere Yunan tacizleri olmuştur. Örneğin; 8 Ocak 1919 tarihinde Menteşe Sancağı’ndan Harbiye Nezareti’ne gönderilen yazıda Yunan Adalarından Menteşe sahillerine gelen bazı Rumların halka karşı çetecilik faaliyetlerinde bulunduğu bildirilmiştir. Diğer yandan Anadolu’da yerleşik olan Rumların da yer yer asayiş bozucu hareketleri olmuştur. Milas’a bağlı Akbük Köyü’nde bulunan bazı Rumların da çeteler teşkil ederek Milas ve havalisinde asayişi bozucu faaliyetlerde bulunmuş ve bu duruma karşı önlem alınması kararlaştırılmıştır. Ocak 1919 tarihinden itibaren Yunanlılar Fethiye sahillerinde asayişi bozucu ve güvenliği tehlikeye atıcı faaliyetlerini hızlandırmıştır. Bunun üzerine 8 Ocak 1919’da Muğla’dan Harbiye Nezareti’ne bir telgraf çekilmiştir. Bu telgrafta Adalardan Fethiye sahiline Rum çetelerinin gelerek asayişi bozdukları bildirilmiştir. Yunan saldırılarının durdurulması için önlemler alınmıştır. Mart 1919’da Bodrum’dan Edremit’e kadar olan Anadolu sahilinin tamamını işgal ve çetecilik faaliyetlerine karşı korumak için gambot ve motor botlar gönderilmiştir. 26 Mayıs 1919’da Muğla Mutasarrıflığı’ndan Harbiye Nezareti’ne çekilen bir telgrafta Bodrum, Milas ve Muğla’da Rum çetelerinin, Türklere karşı çetecilik ve yağmalama hareketlerinde bulunduğu, bildirilmiştir. 1919’un yaz aylarında Yunanlılar Menteşe Bölgesi’ndeki Rum unsurların haklarını koruma bahanesiyle Fethiye Kazasındaki faaliyetlerini daha da artırmıştır. Hatta bu amaçla 7 Ağustos 1919’da Yunan Salib-i Ahmer’ine mensup bir doktoru, bir Rum teknesiyle Fethiye Limanı’na çıkarılmıştır. Bu Rum doktor karaya ayak basar basmaz, bazı taciz ve tahrik hareketlerine başlamıştır. Bunun üzerine Ovacıklı Hüseyin Çavuş adında bir Türk askeri devriye gezerken, bu doktoru öldürmüştür. Muğla’da İtalyan işgali devam ederken zaman zaman İtalyan subaylara karşı da yerli halktan tepki gelmiş ve sonuçta adli olaylar vuku bulmuştur. Bunlardan birisi 13 Nisan 1920 akşamı İtalyan Teğmen Luigi Merona’nın Milas- Muğla yolu üzerinde bisikletle giderken öldürülmesi olayıdır. Olay sonrası Türk ve İtalyan jandarmaları katili yakalamak için ortak operasyon başlatmışlardır. Bu arada Yörük Ali Efe de, görüştüğü İtalyan Binbaşısına katilin yakalanması için kendilerine destek verebileceğini söylemiştir. İşgalci İtalyanlar ve sahilleri taciz eden Yunanlılar yanında Başıboş çeteler de Menteşe’nin asayişini olumsuz yönde etkilemiştir. Bu çalışmada, Millî Mücadele döneminde genel asayişi Menteşe özelinde ele almayı hedeflenmiştir. Bu dönemde Menteşe halkı bir taraftan Kuvayı Millîye’ye destek vermeye çalışırken, diğer taraftan da yukarıda bahsedilen gruplara karşı mal ve can güvenliğini korumaya çalışmıştır. 23 Nisan 1920’de Ankara TBMM’nin açılarak Anadolu’da idari ve askeri alanda hâkimiyetini sağladıktan sonra Menteşe Bölgesi’nde de emniyet ve asayiş sorunları çözümlenmiş ve halk normal yaşantısına dönmüştür. Bu çalışmanın hazırlanmasında arşiv belgeleri ve tetkik eserlerden yararlanılmıştır. Çalışma ile Millî Mücadele Dönemi’nde Anadolu’da ortaya çıkan asayiş sorunlarının ortaya konulmasına küçük de olsa katkı sağlamak hedeflenmiştir. After the Mondros Armistice, while the İzmir region was being occupied by the Greeks, The Menteşe Region was occupied by the Italians. Kuva-yı Millîye organization was established in Menteşe Region, as it was in many parts of the country against these occupations. In this chaotic environment, security and public order problems were seen in the Menteşe Region. Those who led to these problems were: “The gangs in the region who claim to work for Kuva-yı Millîye (The Forces of Nationalists); Greek Cypriots and the Italians who wanted to occupy the coastal towns of Mentese; Efe and zeybeks who are active in the Aydın region but see the Menteşe region as logistic hinterland”. Structures or groups mentioned here have caused different problems at different points of the Menteşe Sanjak. In order to prevent security problems in 1919, ıt was decided to have a military company in the coastal district of Menteşe. Thus, an important step was taken to ensure the safety of the seaside settlements. Despite the measures taken, there were Greek harassment on the seaside. For example; in the letter sent to the Ministry of Military Affairs from the Menteşe Sanjak at 8 January 1919, it was reported that some Greeks from the Greek Islands coming to the seaside of Menteşe had gang activities against the people. On the other hand, Greeks residing in Anatolia also had some public order disruptions. Some Greeks in Akbük Village of Milas also formed gangs and carried out activities to disrupt public order in Milas and its transfer and it was decided to take precautions against this situation. Since January 1919, the Greeks have accelerated their activities that disrupt public order and endanger security on the Fethiye coast. Thereupon, on January 8, 1919, a telegram was made from Muğla to the Ministry of War. In this telegram, it was reported that Greek gangs came from Fethiye to the coast and disrupted the public order. Then, measures have been taken to stop Greek attacks. In March 1919, gambot and motor boats were sent to protect the entire Anatolian coast from Bodrum to Edremit against occupation and gang activities. On 26 May 1919, in a telegram drawn from the Governor of Muğla to the Harbiye Ministry, it was reported that the Greek gangs in Bodrum, Milas and Muğla were engaged in mobbing and looting against the Turks. In the summer of 1919, the Greeks further increased their activities in the Fethiye District, under the pretext of protecting the rights of the Greek elements in the Menteşe Region. For this purpose, on 7 August 1919 a doctor belonging to the Greek Red Crescent was taken to Fethiye Harbor with a Greek boat. As soon as this Greek doctor stepped ashore, he started some harassment and provocation movements. Thereupon, a Turkish soldier named Ovacıklı Hüseyin Çavuş was on patrol while killed this doctor. While the Italian occupation continued in Muğla, from time to time, there was a reaction from the locals against the Italian officers and as a result, judicial events took place. One of them is the murder of Italian Lieutenant Luigi Merona on the road to Milas-Muğla on the evening of 13 April 1920. After the incident, Turkish and Italian gendarmes started a joint operation to catch the murderer. Meanwhile, Yörük Ali Efe said that he would support them to catch the killer of the Italian Majors. In addition to the occupying Italians and Greeks who harassed the seasides, the stray gangs also had a negative effect on the security of Menteşe. In this period, Menteşe people tried to support Kuva-yı Millîye from one side while trying to protect the property and the life safety of people against the groups mentioned above. On April 23, 1920, after the opening of the Turkish Grand National Assembly (TBMM) in Anatolia, the security and public order problems were resolved in the Menteşe region and the people returned to their normal life. The preparation of this study was benefited from Archive documents and investigative works. With the study, it is aimed to make a small contribution to revealing the public order problems that emerged in Anatolia during the National Struggle Period.