Çoklu Türler Etnografisi: Yüz Yüze Bir Araştırma İmkânı Üzerine Düşünceler
Özet
1970'li yıllardan itibaren insan-hayvan çalışmaları, insanlar ve hayvanlar arasındaki ilişkileri inceleyen disiplinlerarası bir çalışma alanı olarak; insan-hayvan, kültür-doğa gibi düalizmlere karşı eleştirel bir bakış ortaya koymaktadır. İnsan-hayvan çalışmalarının bu düalizmlerin ötesinde ve insanmerkezci olmayan bir bilim imkânı arayışı, bilimsel araştırmalara basitçe hayvan konusunun eklenmesi biçiminde gerçekleşmemiş, hayvandan kesin sınırlarla ayrılmış "insan" ve "toplum" kategorilerinin kendisinin de sorgulanmasına imkân vermiştir. Bu sorgulama etnografyanın dönüşümünü de etkilemiş ve 2010 yılında S. Eben Kirksey ve Stefan Helmreich'in tanımlamasıyla çoklu türler etnografisi (multi-species ethnography) etnografik araştırmaya insan merkezci olmayan bir teorik ve metodolojik imkân olarak ortaya çıkmıştır. Bu çalışma etnografinin, insan-hayvan çalışmalarıyla nasıl ilişkilenebileceği sorusunu konu almakta ve bu bağlamda çoklu türler etnografisine odaklanmaktadır. Since 1970s human-animal studies have been investigating the relationship between humans and animals from an interdisciplinary perspective, by adopting a critical view against the dualisms such as humananimal and culture-nature. This non-anthropocentric search for a science does not mean just adding the issue of animal into the scientific research but rather gives way to questioning of the categories of " human" and " society" as things apart from " animal" . These investigations affected the ethnography itself and in 2010 S. Eben Kirksey and Stefan Helmreich defined what they termed as multi-species ethnography. It referred to a possibility of a non-anthropocentric theory and methodology in ethnography. This study explores how ethnography can relate to human-animal relations by focusing on multi-species ethnography.
Kaynak
Moment DergiCilt
4Sayı
1Bağlantı
https://app.trdizin.gov.tr//makale/TWpRMk16VTVPUT09https://hdl.handle.net/20.500.12809/6502