‘Bildung’ from Pages to Screen: the Artist Figures in James Joyce’s A Portrait of the Artist as a Young Man and in Alan Parker’s the Wall
Abstract
Abstract: Mikhail Bakhtin’s assertion of the term Bildungsroman signifies “the image of man in the process of becoming” (Bakhtin 1986, 19). In general terms, the Bildungsroman is a novel of “building” or growth and development. In his well-known novel “A Portrait of the Artist as A Young Man”, Joyce portrays the growth of the novel’s protagonist Stephen Dedalus that leads him to become an artist. Likewise, Pink as the protagonist in the famous movie and album “The Wall”, reflects the same development as Stephen Dedalus, but ends with the destruction of the artist himself both physically and psychologically. For example, the director Alan Parker focuses entirely on the character’s devastating side, whereas James Joyce only deals with his flawed aspects, and ends his novel with the constructive feature of mental and physical separation from Irish society. Taking the definition of Bildung as the theoretical background, the heroes of both works of art will be compared and contrasted in terms of their “Bildung” process. With this, it will also be illustrated how literature and media address the process of “Bildung” in terms of their own style of narration. Ö z: Mikhail Bakhtin’e gö re Bildungsroman “olgunlaşma sü recindeki insan imgesini” (Bakhtin 1986, 19) temsil etmektedir. Genel anlamda Bildungsroman bir karakterin olgunlaşma ve bü yü me sü recini ana motif olarak alan roman tü rü dü r. En bilinen romanlarından biri olan “Bir Sanatç ının Genç Adam Olarak Portresi”nde James Joyce, romanın ana karakteri olan Stephen Dedalus’un sanatç ı olma yolundaki olgunlaşma ve bü yü me hikâ yesini aktarmaktadır. Aynı şekilde, yö netmen Alan Parker’in 1982 yapımı “The Wall” filmindeki ana karakter Pink de, Stephen tü rü nden bir bü yü me sü recindedir. Fakat Pink’in iç inde bulunduğu bu sü reç Stephen’ınkinden farklı olarak sanatç ının yok olması yolunda bir sü reç tir. Ö rneğin Parker ana karakteri olan Pink’in tahripkâ r tarafını ö n plana ç ıkarırken, Joyce ise Stephen’ın sadece zararlı yö nlerini ortaya koymakla yetinir ve bu yö nü nü , romanın ilerleyen kısımlarında onun, toplum iç inde bir sanatç ı olması yolunda bir araç olacaktır. Bu ç alışmada “Bildungsroman” terimi kuramsal arka planda ele alınarak, bahsi geç en sanat eserlerindeki “kahramanların” olgunlaşma ve birer sanatç ı olarak bü yü me sü reç leri karşılaştırılacaktır. Bu anlamda iki farklı sanat tü rü nü n kendine ö zgü anlatım yö ntemleriyle kahramanın bü yü me ve olgunlaşma (Bildung) sü recini ne biç imnde ortaya koyduğu gö sterilecektir.