John Locke ve David Hume'un epistomolojisi ve beşeri olanın izahı
Abstract
Düşünürlerin bilgiyi ele alışları onların toplumsal ve siyasal “olan”a ilişkin yorumlarını büyük ölçüde etkilemiştir. Platon’dan günümüze kadar birçok düşünür beşeri olanı epistemolojik temelle izah etmiş veya kanıtlamaya çalışmıştır. Beşeri olanın teori ile doğrudan bağlantılı olmadığını kanıtlamaya çalışan ilk felsefeciler ampiristlerden gelmiştir. Ampirik geleneğin iki önemli ismi, Locke ve Hume, adalet, yönetim, ahlâk gibi konularda büyük ölçüde bilgi felsefelerinden yola çıkarak açıklama yapmışlardır. Bu çalışmada, John Locke ve David Hume’un, bilgi felsefesindeki benzerlik ve farklılıklar ele alınacak, siyasi kurumların oluşumu ve ahlaka ilişkin görüşleri değerlendirilecektir. Her ne kadar ampirik geleneğe bağlı olsalar da, her iki filozofun beşeri olana dair geliştirdikleri yorumlar farklı olmuştur. Philolophers& #8217; discourse to knowledge often influences their understanding of social and political & #8220; oughts& #8221; . Many philosophers, since Plato, have attempted to explain humanity on the basis of epistemology. Empiricists have been trying to prove that theory and social oughts have no direct relationship. Two main empiricist philosophers, Locke and Hume explored justice, government, and moral topics on the basis of their own epistemological approaches. In this paper, we examine the similarities and differences between the epistemologies of Hume and Locke. Even though both philosophers belong to the same empirical tradition, their understanding of humanity is different.